Glorious Revolution'dan Önceki İngiltere: Kral James II ve Güç Mücadelesi
- yüzyılın sonlarında, İngiltere’yi bir fırtına kasıp kavuruyordu. Tahtta, mutlak monarşi fikrine sıkı sıkıya bağlı olan Kral James II vardı. Katolik inancını savunması ve dini hoşgörüyü sınırlaması, halk arasında derin endişelere yol açmıştı. Bu durum, İngiltere tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri olacaktı: Glorious Revolution, yani ihtişamlı devrim.
James II, 1685’te tahta çıktığında, ülke zaten dini ve siyasi gerginliklerle doluydu. Öncesindeki kral Charles II, Katolik olmasa da, Katoliklere daha geniş haklar tanımayı savunmuştu. James ise, bu politikayı bir üst seviyeye taşıyarak, Katoliklerin İngiltere’deki konumunu güçlendirmeyi hedefliyordu.
Bu durum, özellikle Protestan çoğunluğu tarafından endişeyle karşılandı. Parlamento, kralın dini politikalarına karşı çıkıyordu ve James II’nin mutlak monarşi kurmayı amaçladığına inanıyorlardı. James II’nin eşi Mary of Modena’nın 1688’de bir erkek çocuk doğurması ise durumu daha da karmaşık hale getirdi. Bir Katolik varisi olduğunda, Protestanların geleceği için büyük bir tehdit oluştuğu düşünülüyordu.
Parlamento, kralın politikalarına karşı koymak ve Protestan haklarını korumak amacıyla harekete geçti. İngiliz aristokrasisinin önemli isimleri, William of Orange (Nassau Prensi) ile işbirliği yapmaya karar verdiler. William, James II’nin kuzeni ve aynı zamanda Hollanda Cumhuriyeti’nin stadholder’iydi.
1688: İngiltere tarihinin bir dönüm noktasıydı. Kral James II’nin tahttan indirilmesi ve William of Orange’un kral ilan edilmesinin ardından İngiltere, mutlak monarşi rejiminden parlamenter monarşiye geçiş yaptı.
William ve Mary’nin tahta geçmesiyle birlikte, İngiltere yeni bir çağa adım attı. Kral James II’nin tahttan indirilmesi ve William of Orange’un kral ilan edilmesinin ardından Bill of Rights adlı önemli bir belge kabul edildi.
Bu belge, parlamentoda yasama gücünün kralın üzerinde olduğunun belirtildiği ilk belgeydi. Kral artık dilediği gibi karar veremezdi. Parlamento, kralı kontrol etme hakkına sahipti ve hatta krala karşı dava açabilme yetkisine sahipti.
Glorious Revolution, İngiltere’de siyasi yaşamda derin bir dönüşüm başlattı. Bu olay, monarşinin gücünün sınırlandırılması ve parlamentotın güçlenmesi yolunu açtı.
James II’nin Düşüşü: Bir Rönesans Adamının Ölümü
Kral James II’nin İngiltere tahtından düşmesinin ardında pek çok faktör vardı. Onun dini politikaları, halk arasında derin bir huzursuzluk yaratmış ve Parlamento ile çatışmaya yol açmıştı.
İşte James II’nin düşüşünün başlıca sebepleri:
- Katolik Olması: Katolizmin İngiltere’de hakim olan din olmaktan çıkması için yapılan uzun mücadelelerin ardından, Katolik bir kralın tahta çıkması halk arasında endişe yaratmıştı.
- Dini Hoşgörüsüzlük: James II, Katoliklere daha geniş haklar tanımayı amaçlarken, Protestanların haklarını kısıtlamış ve bu da dini gerilimleri arttırmıştı.
- Mutlak Monarşi İdeali: James II, kralın gücünün sınırlandırılmaması gerektiğini savunuyordu. Bu anlayışı, parlamentonun haklarını zedeliyordu ve halk arasında huzursuzluk yaratıyordu.
- Varis Sorunu: James II’nin Katolik bir erkek çocuğu doğurması, Protestanların geleceği için büyük bir tehdit oluşturmuştu.
Sonuç olarak, Kral James II’nin politikaları İngiltere’de derin bir siyasi krize yol açtı ve bu kriz, Glorious Revolution ile sonuçlandı.
Kral James II’nin tahttan indirilmesinin ardından Fransa’ya sürgün edildi. 1701 yılında öldü.